Scientia, Fortitudo et Virtus (Bilgi, Cesaret ve Fazilet)
PISA testi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
PISA testi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2017

Başarıyı Köreltmek: Ev Ödevleri!

home-workDaha önceki bir yazımda okulların başarıyı nasıl körelttiğini ve toplumları okuma, düşünme ve yaratıclığa karşı adeta nasıl allerjik yaptığını yazmıştım: Başarıyı Köreltenler: Okullar!
Öğrencilerin konuları anlama, yorumlama ve verilen problemi çözme ve yaratıcı becerilerini ölçen PISA testinden de burada ve burada bahsetmiştim.
Bu yazımda eğitim kalitesinde ve PISA testlerinde dünya ülkelerinin en tepesinde olan Finlandiya’nın bu başarısındaki çarpıcı bir ipucunu vereyim:
Öğrencilere EV ÖDEVİ vermemek!ev-odevi
Doğru okudunuz… Finlandiya’da öğrencilere ev ödevi verilmez. Haftalık ders saati ise en fazla 20 saat. Yani, günde 4 saat.
Peki biz dahil çoğu ilkede ev ödevi (home work) niye verilir?
Cevap: Öğrencileri başından savmak için.
Hem öğretmenlerin hem de velilerin işine gelir bu gaddar! durum. Öğretmenlerin işine gelir çünkü saatlerce ödevle cebelleşen çocukların ağızlarını açıp bir yorum yapacakları enerjileri kalmaz. Anne ve babanın işine gelir çünkü çocuklar mahkumlar gibi odalarına kapanır ya da kapatılır ve böylece ayak altında dolaşıp babanın maç seyretmesi, annenin pembe dizi izleme zevkine maydanoz olmazlar.
Bir kere “ödev” sözcüğü bile öğrencileri eğitimden soğutmak için yeter de artar bile. Neyi niçin öğrendikleri konusunda en ufak bir fikri olmayan öğrencileri, evlerine gönderirken onlara boğuşup duracakları bolca ödev vermek onların eğitimine vurulacak en büyük darbedir: okuldan çıkarken bir sonraki gün getireceği ödevi düşünen asık suratlı ve mutsuz öğrenciler…
Öf dedirten ve hiç bitmek bitmeyen ödevler… Bugün yaz yarın boz cinsinden bir ton saçmalık, bugün ezberle yarın unut cinsinden bir ton rakam, ifade ve formül…
Bu eğitim sistemini şuna benzetebilirsiniz: Bir şehrin telefon rehberini, yabancı bir sözlükteki tüm sözcükleri veya sayıların logaritmasını çocuklara ezberletmek. Bilgisayar, hesap makinesi, akıllı telefonlarla dijitalize olmuş dünyamızda bunların pratikte kime faydası olacak?
Sonuç: Okuldan eve gelip gün yüzü görmeyen (dolayısı ile vücuttaki vitaminleri eksik), arkadaşları ile çıkıp bir oyun oynamayan (hareketsizlikten obez olmuş), konuşmayan ve dolayısı ile anlama ve yorumlama becerileri dumura uğramış, sağlıksız ve sadece öğretilen ezbere hastalıklı bilgiye mahkum edilmiş beyinler…
Webster sözlüğündeki 1 milyon İngilizce kelimeyi öğrencilere ezberletmekle onların İngilizce konuşup anlayabileceğini mi düşünüyoruz?
O zaman önce biz eğiticilerin adam gibi bir eğitim alması gerekir…

11 Aralık 2016

PISA testinden neden çuvalladık?

pisaTürkçe karşılığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirmesi Programı olan PISA, 3 yılda bir OECD ülkelerindeki 15 yaşındaki öğrencilerin bilgi ve becerilerini test etmektedir. PISA testinde öğrenciler fen, matematik, dil bilgisi (okuduğunu anlama) konularında değerlendirilir.
En son test 2015 yılında yapıldı. Bir sonraki 2018 yılında.
Bu test geçen yıl 35’ini Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ülkelerinin oluşturduğu toplam 72 ülkede yapıldı. PISA testi 15 yaşındaki yaklaşık 30 milyon öğrenciyi temsil eden ve yarım milyondan fazla öğrencinin katıldığı uluslararası kabul görmüş bu testtir. Test iki saat sürmekte ve öğrencilerin sadece bilgilerini değil aynı zamanda beceri ve analizlerini test etmektedir.
Yani demem odur ki, bizdeki bilgi hamallığına dayanan, kuru test sorularının ezberlendiği ve sınav sonrası unutulduğu bir eğitim sisteminden gelen çocukların yapabileceği türden sorular değil bunlar.
Bırakın 15 yaşındaki öğrencilerimizi, acaba diyorum biz eğitmen ve öğretmenler bu soruları verilen sürede çözebilir miyiz?
Dolayısı ile sonuç beklendiği gibi…
Geçen yıl yapılan PISA test sonuçları yeni açıklandı ve 72 ülke arasında 50. olduk!!! Daha da kötüsü 35 OECD ülkesi arsında sondan 34. olduk.
Daha önceki yıllardaki durumumz da pek farklı değil. İşte size her 3 senede bir yapılan PISA testinde 2003 yılndan beri olan durumumuz:
pisa-test
Eh. ne kadar para o kadar köfte…
Ülkelerin gayri safi milli hâsılalarından eğitim, bilim ve AR-GE’ye ayırdıkları bütçeler konusundaki bir yazımı burada okuyabilirsiniz…
Öğrencilerin bol bol deney ve gözlem yapabilecekleri laboratuarlar donatacaksın. Öğrenciler öğrendiklerini ve merak ettiklerini orada test edecekler. Bunun için de para gerekir. Ticari kaygının hat safhada olduğu vakıf üniversitelerinde deney, AR-GE isteyen bölümlerin neden yok denecek kadar, "bol laf, az iş" üretmeye dayalı bölümler açısından ise bir enflasyonun olduğunu biliyoruz. 
Fikir vermesi için 2015 sorularından BİLİM (FEN) konusundaki bazılarını burada veriyorum: iyi kafa patlatmalar…